Müslüman bilincinin, yaratıcısının sonsuz rahmet ve büyüklüğüne sanatsal bir atfı olarak kubbe, diğer tüm camilerde olduğu gibi, Büyük Çamlıca Camii’nin de mimari yapısına uhrevi bir anlam derinliği bahşeder. Tıpkı İstanbul’daki Osmanlı camilerinin şehrin manevi şahsiyetini mimari olarak yansıtması gibi... Süleymaniye bize bir şey söyler, Sultan Ahmet başka bir şey… Biri rahmetin yeryüzüne yayılmasını ifade ederken, diğeri dua ve şükrün göğe doğru süzülmesini izah eder. Büyük Çamlıca Camii ise, İslam’ın izzet ve şerefi için devletler kuran, fetihler gerçekleştiren, şehirler mamur eden bir milletin manevi şahsiyetini anlatır bütün dünyaya. O milletin bütün İslam âlemini temsilen bir barış ve huzur nizamı kurmak için çabalayarak geçirdiği yıllara ve tarihe işaretle; cami ana kubbesinin 72 metre yükseklikte olması, “72 millet” tanımıyla anlatılan tüm etnik gruplarının tek kubbe altında birleşmesini simgeler. Bütün bu matematik tevhidî bir anlam taşır. “72 millet” İslam’ın içerisinde bir olur. Omuz omuza, aynı kubbe altında secde eden alınlar Allah’a kulluk etmenin mutluluğunu birlikte idrak eder. Caminin “fethi gören Üsküdar”da olmasına işaretle ana kubbeyi taşıyan dört büyük kemerin altına Fetih suresinin tamamı yazılmıştır.